15 Mart 2022 Salı
HER AN HER ŞEY MÜMKÜN
Hayatın kime, ne getireceğini kim bilebilir ki..?
Her an her şey olabilir...
Hayatınıza anlam ve güzellik katacak,
Merhametli, vicdanlı, sevgi ve şefkat dolu, vefa bilen, değerli insanlar biriktirin.
Herşey insanla güzel, insanla anlamlı...
Zamanınızı duvarlar arasında, bilgisayar ve telefon başında ziyân etmeyin.
Yeryüzü insanın mutluluğuna adanmıstır.
Sayısız güzellik ve nimetle doludur.
Bunların farkına vararak, tadını alarak yaşamalı insan...
Dört mevsimi de dolu dolu hissederek yaşamalı...
Ayağı toprağa basmalı, avuçlamalı o toprağı, kokusunu içine çekmeli tüm çiçek, bitki ve ağaçlarla birlikte...
Gökyüzüne bakıp mavi olmalı, özgür çok çok özgür olmalı...
Ruhu kanatlanıp seyreylemeli tüm var olanı...
Çocuklar gibi şen ve sevinçli olmalı..
Koşmalı, zıplamalı, sıkıca sarılmalı birbirine...
Bencilce hırs ve çıkarlar yüzünden barış, huzur, mutluluk heba edilmemeli...
Çıkmalı sokağa, karışmalı yaşama...
Duvarlar gönüllü hapishanemiz olmuş da haberimiz yok...
Bilgisayarlar ve akıllı telefonlar prangalarımız olmuş da haberimiz yok...
Nicedir unutmuşuz yaşamayı, gülmeyi, mutlu olmayı, biri ile gözgöze gelmeyi...
Kucaklaşmayı, tokalaşmayı, dostça bir eli tutmayı...
Unutmuşuz...
Gittikçe hissiz, tatsız, tuzsuz birer mekanik robot oluyoruz da farkında değiliz...
Kalp olmazsa beynin önemi yok...
Ruh olmazsa bedenin önemi yok..
İnsan kalbi ve ruhuyla insandır...
Yoksa gerisi sadece makinadir..
Makinalar da sadece vardırlar, yaşam onlar için anlam ifade etmez..
Diliyorum yaşamın içinde olarak, anlamlı ve erdemli, sevinçli ve mutlu, keyifli ve huzurlu, sevdiklerimizle yaşayalım...
Bir tanecik canımız vardı şu dünyada...
İstediğimiz sadece biraz insanca yaşayıp gitmekti...
Çok kıydık kendimize, çok kıyıldı kendimize...
Güzel günler bize, biz güzel günlere hasret kaldık...
Gelsin artık hakkımız olan tüm güzellikler, iyilikler, mutluluklar, huzur, bolluk bereket...
Ne diliyorsak kolaylıkla gelsin artık..
Karışalım yaşamın içine canlı yaşayanlar olarak...
Canlı olduğumuzun farkına vararak...
Tüm canlılarla birlikte tabiatın içinde var olalım..
Sevdiklerimizle el ele uçurtmalar uçuralım gökyüzüne...
Pamuk şekerinden yapış yapış olsun parmaklarımız, tadı hiç bitmesin dilimizde...
Yüzümüzde hep çocuk sevinçleri olsun...
Biz ister ve inanırsak herşey mümkün..
Sevgi ve Saygılarımla...
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar
15 Kasım 2021 Pazartesi
YAZIK OLUYOR BİZE VE HER ŞEYE
Kimse de aynaya bakıp, gerçek kendini görmez.
Kimse kimseden ne üstün ne aşağı...!
Kimseden ne iyi ne kötü...!
Kimse kimseden ne güzel ne çirkin...!
Herkes değerli ve biricik.
Herkesin eksiği, kusuru, hatası, yanlışı var.
Hayat bu ya, herşey herkes için
Durum böyle iken insanlar neden kibir budalası..?
İnanın anlamış değilim.
İnsanlar hırsları, zayıflıkları ve saçma kibirleri yüzünden kötü ve karanlık olmayı seçiyorlar.
Oysa iyiyi ve aydınlığı da seçebilirlerdi.
Sevgi, saygı, hoşgörü, anlayış bu kadar zor olmamalıydı.
İnsanlar öyle alışmışlar ki kötüye ve karanlığa,
Sizdeki aydınlık, iyilik onları korkutuyor.
Yüreğinizden gelen saf sevgiye şüphe ile bakıyorlar.
Saygı, hoşgörü ve nezâketinizi de kendilerine mecburiyet sanıyorlar.
İnsani olan güzel ve iyi herşeyi çirkinlikleriyle mahvediyorlar.
Oysa, herkes güzel, iyi, aydınlık, sevgi ve ulvi değerlerle yaratıldı.
Diyeceğim o ki;
Mükemmel ötesi bir sofra say dünyayı...
En leziz yemekler sunulur insana...
İnsan ise ya sofrayı talan eder ya da yemeği ziyân eder.
Kirletir, pisletir, kırar, döker, yıkar herşeyi..
Dünyanın tadına varmak varken sevgi ile,
Birbirini saygı ve nezaketle kabul etmek varken,
Huzurlu ve mutlu yaşamak varken,
İnsan kötülüğü, çirkinliği, karanlığı marifet sandı.
Yazık oluyor dünyaya ve nimetlerine...
Yazık oluyor yaşanmayan hayatlara...
Yazık oluyor sevgiye susayan yüreklere..
Yazık oluyor yaşanması mümkün tüm güzelliklerin yaşanmamasına...
Yazık oluyor herbirimize..
Yakıp yıkmak yerine koruyalım, olana sahip çıkalım.
Kalp kırmak çok kolaydır, onarmak ise çok zor.
Birbirimizi kırmadan, dökmeden, acıtmadan geçelim dünyadan..
Birbirimizi sadece sevelim, geri kalan ne varsa hepsi olur kendiliğinden...
İşte bunun için de temiz bir kafa ve temiz bir yürek gerek..
İpek gibi olamıyorsan da, bari diken olma...
Sevmeye yüreğin yoksa da, bari acıtan olma..
Şu hayatta en büyük makam insan olabilmektir..
O makamı besleyen de saf sevgidir..
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar
25 Eylül 2021 Cumartesi
HER GÜNÜNÜ YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ YAŞA...
Nefes aldığımız her yeni gün yeni bir ömür demektir. Zamanımız sandığımız kadar uzun da değil. Şöyle düşünelim, 24 saatimiz var. Bu 24 saati en iyi şekilde nasıl değerlendirebiliriz....?
Neler yapmak istiyorsanız ertelemeden hemen yapın. İnsanlık onurunuz ve erdemleriniz doğrultusunda, kimseye ve hiç birşeye zarar vermeden kendiniz için en iyiyi yapın, yaşayın.
Her insanın yaşamı kendi rüyasıdır ve bu rüyanın asıl kahramanı da kendisiedir. Ne kadar değerli olduğunuzun farkında olun. Tüm kâinat Sizin için var oldu. Her gününüzü bir günlük ömür gibi ķıymetinde değerlendirin. Çünkü yarın herkes için olmayabilir. Olsa da yarınki Siz, bugünkü Siz olmayacak.
Hergün sayısısz hücreniz vücudunuzda yenileniyor. Sürekli ölen hücreler ve yeniden var olan hücreleriniz var. Vücudunuz kendi kendini yenileyen, onaran olağanüstü bir sisteme sahip. Bu sistem sürekli çalışır ama kimse bunun farkında bile olmaz.
Insan kendini keşfetmeyi öğrendiğinde tüm tabiata ve kendine saygısı, verdiği değer, bakış açısı da değişiyor. O zaman da hiç bir yargıya sahip olmadan, kendi kader planında neyi istiyorsa onu yaşıyor..
Iyi düşünelim, iyi yaşayalım. Farkındalıklı ve değerli bir hayatı yaşam sevincimizle taçlandıralım.
Çok şükür ki bugün de doğduk ve yaşıyoruz.
Sevgilerimle...
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar
17 Eylül 2021 Cuma
HER ŞEY SADECE SENDEN SANA...
Bilki uyanma, farketme zamanın gelmiştir..
Şu hayatta yaşadığımız herşey bizim farkındalığımız içindir.
Şikayet etmeyi, kızmayı, mızmızlanmayı, gereksiz ve kırgınlığı bırak da ;
Sen su gibi olmaya bak...!
Su gibi ak, kabına dol, şekillen binbir çeşit, ama özünü hep koru..
Dağları, taşları, nehirleri, denizleri aş..
Okyanuslara karış..
Bir sürâhide, bir bardakta ol..
Şifâ ol, hayat ol, mutluluk ol, sevgi ol, sevinç ol..
Yaşadığın hiç bir şeyi a - bart - ma...❗
Farket, öğren, teşekkür et ve ilerle..
Takılma, kurma, bekleme..
Sadece ilerle..
Arkana bakma, sağına- soluna bakma..
Ilerle, ileriye bak..
Boşver,
Seni üzen ne varsa hepsine boşver...
Sen öyle değerlisin ki;
Tek saniyeni dahi hüzünle, kederle ziyân etme..
Sevgi ve hoşgörü ile yaşamaya bak..
Her gün Bizlere verilmiş yepyeni bir ömür..
Her anını kendin için en iyi şekilde yaşa..
Biliyorum,
Sen iyiysen Dünya da iyi..
Sen mutluysan Dünya da mutlu..
Sen huzurlaysan Dünya da huzurlu..
Bir Ben mi deme sakın....!
Çünkü, Sen varsan Dünya var..
Herşey Senden Sanadır..
Bilemezsin tek bir gülümsemenin ne büyük bir mutluluk olduğunu..
Her ne yapıyorsan kalpten, sevgi ile yap...
Saf sevgi ile..
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar
11 Temmuz 2021 Pazar
KURBANLIKLARINIZ İÇİN HER BÜTÇEYE UYGUN, DİNİ VE HİJYENİK KESİM, DOĞAL BESİLİ, MERCAN ÜRETİM TESİSLERİNDE…
Beykoz ilçesinin yeşillikler
içinde adeta cennetten bir köşesi Mahmut Şevket Paşa Köyünün yemyeşil
meralarında, Mercan Üretim tesislerinde, yarım asırdır doğal ve organik olarak
besicilik yapan Mustafa MERCAN, bu sene de Kurban Bayramı hazırlıklarını tamamlamıştır.
İletişim için: Mustafa MERCAN 0543 639 2545 numaralı telefondan irtibat sağlayabilirsiniz.
Hayvan besiciliği ve kurbanlıklar
için yarım asırlık tecrübesi olan Mustafa MERCAN ile yaptığımız görüşmede ‘’Mahmut
Şevket Paşa Köyümüzün yemyeşil doğal ortamında yetiştirdiğimiz, her bütçeye
uygun Koç, Koyun, Keçi, Erkeç keçilerimiz mevcuttur. Kendi yerimizde dini ve
hijyenik koşullarda kesimlerimizi de yapıyoruz.
İster tane, ister toptan sahiplendirmelerimiz mevcuttur. Mercan Üretim tesislerine gelen misafirlerimiz, kurbanlıklarını seçer, doğal ortamda tesislerimizi de görmüş olurlar. Misafirlerimizi bekliyoruz.’’ Şeklinde açıklama yapmıştır.
Ayrıca, üretimlerin her
aşamasında elde edilen gübreler çiftçiler için, bağ bahçe için, bitki ve bitki
mamullerine Funda toprağı, Organik Törf gübreli toprak mevcut olup adrese
teslim yapılmaktadır.
İletişim için: Mustafa MERCAN 0543
639 2545 numaralı telefondan irtibat sağlayabilirsiniz.
Ercan ÇETİN
Beykoz Eğitim ve Spor
15 Haziran 2021 Salı
SEN VARSAN HERŞEY VAR…
Sen yoksan hiçbir şey yok…
Senin varlığındır dünyaya anlam katan…
Sen yoksan, ne neye yarar ki...?
Kendini sev…
Kendini çok sev…
Sen çok değerlisin,
Çünkü Seni Yaradan değerli…
Şikâyet etme, mızmızlanma…
Şükret, sevinçle, ve coşkuyla yaşa…
Uyandığın her gün sana yeni bir ömürdür…
Ömrünü güzel yaşa…
Hayata bir çocuğun gözünden bak…
Mutluluk için küçük şeyler yeterli…
Sen yeter ki mutlu olmayı iste…
Sen yeter ki kendinin farkında ol...
Hey!!! Sen...!
Evet, evet Sen…
Bu yazdıklarımı okuyan Sen...
Biliyor musun, belki Seni hiç tanımıyorum,
Ama Seni çok seviyorum…
Çünkü Seni Yaradanı çok seviyorum…
Çünkü, Seni Yaradanı biliyorum…
Maddeden manaya yol alırsan,
Birden bütüne, bütünden bire;
Akan sevgi olduğunu da görürsün…
Ve anlarsın ki ;
Her şey sen varsan vardır…
Sen varsan tamdır…
Şimdi söz ver..!
Kendini ve herkesi,
Tüm yaratılmışı çok sev...
Çünkü Sen buna değersin…
Sevmek ve sevilmek Senin hakkın…
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar
9 Nisan 2021 Cuma
HER İNSAN BİRİCİK VE DEĞERLİDİR
Kimse kimseye köle olmaya, ya da birilerini memnun etmeye gelmedi.
Herkes kendi mutluluğundan, sağlığından ve huzurundan sorumludur.
Hiç kimse, hiç kimseyi kendine mecbur bırakma lüksüne sahip değildir.
Aynadaki kendine bir gözlemci olarak bak.
Sen, sen değil de bir başkası olsaydın sana hizmetkâr olur muydun?
Düşün bakalım tüm uç isteklerini yapacak bir köleyi hak ettin mi?
Ve o köle hayalinin de, bir hayatı olduğunu düşündün mü?
Kimse kimsenin kölesi olmaya gelmedi bu dünyaya.
Herkes kendi hayatının tek sorumlu mimarı.
Kendi hayatını senden başka hiç kimse inşa edemez.
İnsanlar yol açarlar, kapı açarlar, ışık tutarlar.
Ancak o yolu sadece sen yürüyebilirsin.
Hiç kimse senin için o yolu yürüyemez.
Böyle bir sorumsuzluğu da haksızlığı da Yaradan hiç bir kuluna layık görmemiştir.
Ondandır ki ; insanı halife ve evrene efendi diye yaratmıştır.
Ancak unutulmamalı ki; hiç bir insan diğer bir insanın da efendisi değildir.
Nasıl ki kölesi değilse.
Sorumluluk sahibi olmayanlar, şımarıklar ve benciller, insanları kullanmayı kendilerine hak görürler.
Ama yok öyle bir hak.
Kimden ne bekliyorsan o beklediğin sen kendin olacaksın.
Alacaksın yaşamın sorumluluğunu gümbür gümbür, dimdik yaşayacaksın şu hayattı.
Kimseden de bir şey beklemeyeceksin.
Yargılamayacaksın, insanlara zulmetmeyeceksin.
Bir çiçek gibi olacaksın.
Öyle bir yaşa ki günün birinde toprak olacağını unutma.
Kendini sevmeyen çevresine de nefret kusar.
Unutma ki kimse kimsenin pisliğini temizlemeye gelmedi bu dünyaya.
Kötülüklere boyun eğmek, çirkin insanlara iyilik yapmak sadece onları daha arsız eder.
En iyisi onları kendileriyle baş başa bırakmak.
Maalesef ki gece ve gün gibi, siyah ve beyaz gibi iyi ve kötüler de var bu dünyada.
Siz, Siz olun kendi değerinizin farkında olun.
Ve birinden bir şey beklerken hak edip etmediğinizi bir yoklayın derim.
Acaba talep ettiğiniz iyiliği, özveriyi, hizmeti ne kadar hak ediyorsunuz?
Ya da bunlar için bir emeğiniz, çabanız var mı?
Bir cennet bir de cehennem varmış.
Nerede görülmüş ikisinin aynı yerde olduğu?
Düşün bakalım.
Sen cennet misin, yoksa cehennem mi?
İki kutup asla aynı noktada olmaz.
Sen, hayatı gözlemleyen...
Hayatı nasıl gözlemlersen öyle yaşarsın.
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar
24 Mart 2021 Çarşamba
İNSAN YOKSA, HER ŞEY BOŞ VE ANLAMSIZ
Son iki yılda ne çok şey değişti
hayatımızda.
Evlerimizde duvarlarla birbirimize bakar olduk.
Dışarıda farkında olmadığımız neler varmış meğer.
Balkondan gökyüzüne ve sokağa bakmak bile iç
burkuyor.
Meğer ne güzelmiş insanlarla özgürce görüşebilmek,
Caddelerde - sokaklarda özgürce yürümek.
Bir dost sohbeti, bir insan eli, bir simanın
tebessümü.
Hiç tanımadığın birine merhaba demek.
Paylaşınca güzellikler artıyor, hüzünler dağılıp
gidiyor.
Biliyorum, hepimiz özledik biz olmayı.
Kadıköy çarşı bir aile gibidir.
Kocaman, geniş bir aile.
Masalar sokaklarda , caddelerde , dükkan
önlerinde.
Boş bulduğumuz yere bir tebessüm ve izinle
otururuz.
Çayımızı, kahvemizi yudumlarken kırk yıllık
ahbaplar gibiyizdir.
Büyüğümüz, küçüğümüz hep bir saygı,
sevgi, hoşgörü içindeyizdir.
Tamamen çıkarsız, kocaman bir aile sofrasında
gibiyizdir.
Nasıl özledim, O güzel günleri.
Kovanda çay ve simit, sahilde balon kafe.
Çık Boğaya doğru, yönel Bahariye’ye.
Nâzım Hikmet' e uğramadan olmaz.
Modaya gider ayakların Bahariye' den.
Eh acıktınsa Saray'dan bir dürüm de fena
olmaz..
Ver elini Moda.
Canın ne ister.
Bir sıcak, çilekli çikolata olsun mu Müjgan'dan?
Ya da Ali Baba'dan üç top dondurma, Kemal
Usta'dan bir waffle?
Değmeyin keyfime.
Hava da bir hoş ki, Güneş ile sarmaş dolaş..
Şimdi Moda sahilde çay, biraz denizi seyretme
vakti.
Güzel mi, güzel bir sohbet.
Moda'dan yürürüm belki Fenerbahçe 'ye doğru.
Eee ...Yoğurtçu Parkına da bir selam verelim değil
mi ama?
Özledim , bunlar sadece bir günde olanlardı.
Zaman hiç bitmezdi sanki.
Şimdi sokağa çıkmak , eve dönmek derken
dakikalarla yarışıyorum.
Evvelki gün uğradım Kadıköy'üme.
Pandemi bazı yerleri kapattırmıştı, bazıları da
kapanma hazırlığında.
Açık olanlar bizi görünce bayram ediyor.
İkram ve servis o kadar yürekten ki görmeniz
gerek.
Esnaf her gün görmeye alıştığı bizleri çok
özlemişti.
Özlenmez mi hiç?
Demedim mi, biz kocaman bir aile idik.
Hangi aile birbirini özlemez ki?
Onlar da bizi çok özlemişler.
Yaşamanız gerek Kadıköy Çarşıyı.
Herkes çok iyidir, hoş görülüdür,
pervanedir.
Eşsiz bir paylaşım vardır.
Yüzünüzün gülmesi için herhangi birinin tebessümü
yeter.
Bir merhaba alır götürür sohbetlerin en
güzeline.
Özledim, özledik insana dair insanca olan tüm
güzellikleri.
Anladım ki; insanın olmadığı hiç bir yerin değeri
yoktu.
Değeri katan, veren insanın varlığı imiş.
İnsan yoksa her şey boş ve anlamsız.
Yeniden normale döndüğümüzde bütün insanlar
el ele, kol kola dans edip şarkılar söyleyelim bütün cadde ve sokaklarda.
Sevinç seslerimiz kuş
cıvıltılarına karışarak gökyüzüne ulaşsın, güneşle buluşsun istiyorum.
Bunu çok istiyorum
bütün kalbimle istiyorum.
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar