Baktılar elindeki yiyecekleri bahçesine serpiştiren birileri var..
Sevinçle kanat çırptılar yiyeceklere doğru...
Onlar ulaşıncaya kadar yiyecekler çoktan alınmıştı...
Meğer o yiyecekler serçeler için değilmiş...
Onların hepsi kendi kuşları içinmiş..
Olur da bir yerlerde toplumun faydasına, hizmetine diye bir şeyler oluyor görünüyorsa,
Bilin ki öyle değildir...
Dağıtılanlar kendi kalkındırmak istedikleri tanıdıklarınadır, yakınlarınadır..
Derler ya Atalarımız;
"Ölme eşeğim ölme yaz gelecek" diye..
Ne yaz gelir, ne de yaşayan olur..
Zaman yalan konuşan dillerin zamanı...
Zaman doymayan aç gözlülerin zamanı..
Zaman halkın yoksulluğa mahkum edildiği zaman...
Zaman zenginlerin daha çok zengin olduğu zaman...
Zaman arsızların, hainlerin, üçkağıtçıların zamanı...
Maalesef ;
Zaman masumların, emek verenlerin, dürüst ve çalışkan olanların sefalete mahkum edildiği zaman...
Dünya aç gözlü, güç sevdası insanlar yüzünden yoksulluğun içinde..
Sakın sakın uzaktan gördüğünüz kırıntılar sizin için sanmayın..
Kendi başının çaresine ancak sen bakacaksın...
Her adımını ölç, biç, kontrollü at..
Gereksiz her harcamadan kaçın..
Yarının ne getireceği bilinmez..
Zalime muhtaç olmamak için kendini ancak sen güvence altına alabilirsin..
Etraf tuzakçı simsarlarla dolu...
Her biri bırak elindekini, ağzındaki lokmayı göz dikmiş...
Bu da yeryüzünün başka bir gerçeği..
Gereksiz hüsnüniyet mutlak hüsrandır...
Bu da benden söylemesi..
Kalın sağlıcakla..
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar