egitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
egitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ocak 2023 Perşembe

HÜSNÜNİYET

Minik serçeler açdı..
Baktılar elindeki yiyecekleri bahçesine serpiştiren birileri var..
Sevinçle kanat çırptılar yiyeceklere doğru...
Onlar ulaşıncaya kadar yiyecekler çoktan alınmıştı...
Meğer o yiyecekler serçeler için değilmiş...
Onların hepsi kendi kuşları içinmiş..

Olur da bir yerlerde toplumun faydasına,  hizmetine diye bir şeyler oluyor görünüyorsa,
Bilin ki öyle değildir...
Dağıtılanlar kendi kalkındırmak istedikleri tanıdıklarınadır, yakınlarınadır..

Derler ya Atalarımız;
"Ölme eşeğim ölme yaz gelecek" diye..
Ne yaz  gelir, ne de yaşayan olur..

Zaman yalan konuşan dillerin zamanı...
Zaman  doymayan aç gözlülerin zamanı..
Zaman halkın yoksulluğa mahkum edildiği zaman...
Zaman zenginlerin daha çok zengin olduğu zaman...
Zaman arsızların, hainlerin, üçkağıtçıların zamanı...

Maalesef ;
Zaman masumların, emek verenlerin, dürüst ve çalışkan olanların sefalete mahkum edildiği zaman...

Dünya aç gözlü, güç sevdası insanlar yüzünden yoksulluğun içinde..
Sakın sakın uzaktan gördüğünüz kırıntılar sizin için sanmayın..

Kendi başının çaresine ancak sen bakacaksın...
Her adımını ölç, biç, kontrollü at..
Gereksiz her harcamadan kaçın..
Yarının ne getireceği bilinmez..
Zalime muhtaç olmamak için kendini ancak sen güvence altına alabilirsin..

Etraf tuzakçı simsarlarla dolu...
Her biri bırak elindekini, ağzındaki lokmayı göz dikmiş...
Bu da  yeryüzünün başka bir gerçeği..

Gereksiz hüsnüniyet mutlak hüsrandır...
Bu da benden söylemesi..
Kalın sağlıcakla..

Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar

24 Ekim 2021 Pazar

YAŞAM DÖNGÜSÜ...

Doğarız, yaşarız ve yavaş yavaş ölürüz.
Birimiz doğarken diğerimiz ölür.
Dünya var olalı, bütün âlemde durum budur.

Mutlak bir sonu bildiğimiz halde hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarız.
Sanki sonsuz  zamanımız varmış gibi davranırız.
Oysa mevcut kimlikte ve zamanda sadece bir kere varız.
Başka zamanlarda, başka kimliklerde oluruz elbet.
Ancak şu anki kimlikte  ve  zamanda asla bir daha olamayacağız.

Hiç bir seyi ertelemeyin.
Egosal tavırlarla zamanınızı da, yaşayabileceğiniz  iyi ve mutlu şeyleri de ziyân etmeyin.
Gülmek, mutlu olmak, sevmek ve sevilmek için çokça fırsat oluşturun.
Mutlu ve keyifli olamadıktan sonra var olmanın ne anlamı var ki?

Daha pahalı evlerde yaşamak için, araba için,
Lüks mekânlarda yemek için, pahalı kıyafetler için,
Marka ve gösteriş için sistemin kölesi olmaya gerek yok.
Amaç mutluluk ve huzursa  özgürlük ve sade bir yaşam yeter de artar bile...
Hırsların tutsaklığı, mutsuzluğa  açılan ve sonrasında da asla kapatamadığınız bir kapıdır.
Her kapı iyi kapı değildir.
Kimi zindana götürür, ömür boyu özgürlüğünden eder.
Kimi de mutluluğa, huzura, sonsuz özgürlüğe götürür.

İnsan hırslarının gösterdiğine değil,  yüreğinin koştuğuna gitmeli.
Ve bilenler bilmeyenlere anlatmalı ki, dünyada mutlu ve iyi insan sayısı artsın.
Sonlu olan bir ömür en iyi şekilde yaşansın.
Tek bir kişinin farkındalığı ile mutlu ve özgür olunamaz.
Herkesin farkındalıklı olması gerekiyor.
Emin olun tek başına  hiç bir şeyin anlamı yok.
Mutluluk için seven bir çift yürek ve özgür yaşamlar gerek.
Sistemin, toplumun, önyargının kölesi olmaktan vazgeçmek gerek.
Kendine uyanmak, bilinçli farkındalık gerek.

Diliyorum herkes ömrünü en güzel şekilde yaşayarak tamamlasın.
Ey özgürlük, ey özgürlük...!
Bütün yaradılışa en çok yakışan...
Özgürlük, sevgi, az ihtiyaç, çokça mutluluk...

Kalın sevgiyle, sağlıkla, mutluluk ve huzurla...
Koşun kendinize özgürce...

Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar 

26 Mayıs 2021 Çarşamba

ÖZGÜRLEŞ KORKULARINDAN...


Korkularınızdan özgürleştikçe  yaşamın keyfine varırsınız.
Sizi Yaradan'a tam teslimiyette olduğunuzda  bütün korkularınız gider.
Her ne yaşıyorsanız birgün mutlaka biteceğini bilmelisiniz.
Hiç bir şey  bâki değildir.
Sonların, ayrılıkların, bitişlerin programlı olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Herşeyin geçici ve an - da olduğunun farkına varabilirsek,
Savaşmak yerine sevginin içinde  oluruz.
Sevgi ile sonsuz bilince geçebilir, herşeyin farkındalığı ile mutlu ve huzurlu yaşayabiliriz.
Korku cehalettir, varoluşun bilincindeki  eksikliktir.
Farkındalığın körlüğüdür.
Kaldır gözündeki perdeyi, yüreğindeki esareti...!
Güneşi gör, aydınlığa kanat aç...
Tüm kâinat  sana âmede..
Ama sen hâlâ dünyasal beş algının esaretindesin..
Uyan ve farkına var..
Teslim ol, güven Seni Yaradan'a..
O, hiç bir yarattığını çaresiz bırakmadı..
Yeryüzünde çaresiz olan yoktur.
Dua etmeyen, istemeyen, aklını kullanmayan, düşüncesinin farkında olmayan vardır.
Her ne arıyorsa insan kendi içinde aramalı.
Çünkü maddi ve manevi bütün hazinelerin bilgisi nakış gibi işlenmiştir her insanın her hücresine...
Yaradan kimseyi kimseye muhtaç yaratmadı.
Herkesi tam donanımlı yarattı.
Hazineyi bulmak için kendi içine bakmayıp başkalarından medet umanlar çaresizliği yaşar.
Korkuyu, güvensizliği, yarınların endişesini yaşar.
Neden korkarsın ki...?
Aç kalmaktan mı, evsiz olmaktan mı, işsizlikten mi, ölmekten mi, tek başına olmayan mı...?
Hepsi boş ve gereksiz korkular.
Yaşamak dediğin nedir ki..?
Bir nefes...
Eninde sonunda el sallayacağımız dünyaya son nefesi hepimiz vermeyecek miyiz...?
Derim ki; boş ver...
Takma kafana..
Kendini oku, kendini bil, Yaradan'a teslim ol, güven..
Ve insanca yaşa, insanca yaşat...
Elinden giliyorsa iyilik yap, tebessüm et..
Gelmiyorsa, en azından kimseye kötülük etme...
Zarar verme.
Bu da birseydir.
Korkulara veda, En Sevgiliye, Yaradan'a güven ve teslimiyet ile olur.
Kendini bilmekle olur, kendini okumakla olur.
Kendini bilen, herşeyi bilir.
Zaman sadece bir an, o da bu an.
Lütfen mutlu yaşamaya bak, sevgiye uyumla kendini.
Sevginin olduğu heryer cennettir insana..
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar

11 Ekim 2020 Pazar

AVRUPA’NIN EN GÜZEL 30 KASABASI ARASINDA TÜRKİYE’MİZDEN SEÇİLEN BİR KASABAMIZ

Japon Seyahat Acenteleri Birliği (JATA) tarafından yapılan incelemeler sonunda, yerleşim, turizm, doğal ve tarihi güzellikler gibi özellikler de dikkate alınarak Avrupa’da en güzel 30 kasabası belirlenmiş olup, Ülkemiz Bursa İlimizden Gölyazı beldemiz bu listeye dahil olmuştur.

Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı beldesi, Uluabat gölünün kıyısında küçük bir yarımada olarak kurulmuş tarihi bir yerleşimdir. Tarihi milattan öncelere kadar gidiyor. Evlerin temel taşlarında, Roma dönemi kalıntılarını görmek mümkün. Yapılan kazılarda ortaya çıkan bulgulara göre 2600 yıl önce yaşamın başladığı tahmin edilmektedir.

İklim şartlarına göre yerleşim beldesinde değişiklikler meydana gelmektedir. Yağışların fazla olduğu dönemlerde göl suyu yükselerek evlerin önüne kadar gelerek adeta ‘’Küçük Venedik’’ benzeri görüntü oluşturmaktadır.

Yarımada üzerinde kurulmuş olan mahalle, ilkbahar ve yaz aylarında daha fazla ziyaretçi ağırlamakta olup, kışın da çeşitli görsel şölenler sunmaktadır. Yarımadanın, üzerinde bulunduğu gölde balıkçı ve saltanat kayıkları ile gezintiler yapılmaktadır. Balıkçı tekneleri ile yapılan ada turlarında, Rum evlerinin, Türk evleri ile kucaklaştığı adada Caminin önünden başlayarak bir daire çizilmektedir.

Gölyazı kasabasının göl manzarasına en iyi bakılacak yeri Uluslararası anıt ağaç işareti taşıyan ‘’Ağlayan Çınar’’ağacının 400 metrekarelik gölgesidir.

Gölyazı’da hem kadınlar, hem de erkekler balıkçılıkla uğraşmaktadır. Kadınlar aktif bir şekilde ekonomik hayata dahildirler. Balıkçılık, bölgenin en önemli geçim kaynaklarındandır. Uluabat gölünden çıkan Yayın ve Turna balığı en önemli türlerdir. Ayrıca, gölün organik madde bakımından zengin olması nedeni ile kendilerine yaşam alanı bulan Kerevit gibi deniz böcekleri de bulunmakta olup, ancak, aşırı avlanmaktan dolayı çok azalmıştır.

Gölyazı kasabasına ulaşım çok kolaydır. O nedenle yolunuz düştüğünde ya da geçerken bu güzel kasabamızda en azından bir gününüzü rahatlıkla geçirebilirsiniz. Ayrıca daha fazla kalacaksanız sakin ve güzel pansiyonlar sizi beklemektedir.

Ercan ÇETİN 

Beykoz Eğitim ve Spor

2022-2023 SEZONU CELAL ARAS ANADOLU LİSESİ SINIFLARARASI FUTBOL SÜPER LİGLERİ PUAN DURUMU

2022-2023 SEZONU CELAL ARAS ANADOLU LİSESİ SINIFLARARASI FUTBOL SÜPER LİGLERİ PUAN DURUMU
TAKIM FOTOĞRAFINA TIKLAYINIZ