Kimse bilmez ömür burukluğunu,
Tebessüm teğettir çoğu zaman...
Ürkektir yüreğin, gözün, elin, sözün, adımların...
Kimse bilmez, kimsenin halini...
Öyle bir hakimiyet vardır ki adına toplum yargısı derler..!
İşte bu hakimiyet soldurur nice hayatları...
Ondandır, buruktur ömürler...
Ondandır, ürkektir nice can...
Tebessümler mutluluğa teğettir hep...
Ama asla mutluluk değildir.
Zalimsin ey insanlık...!
Hoyratsın ey insanlık...!
Kendi saçma yargılarınla hiç edersin hayatları ey insanlık...!
Asırlardır kendinden kendine zulmedersin.
Keşke gücünü iyilikten, sevgiden, mutluluk ve huzurdan yana kullansaydın...
Keşke herkes birbirine güvenebilseydi...
Sevgiden bile şüphe eder oldu her can...
Kime, neye, nasıl baksın bu can...?
Nasıl tebessüm etsin..?
Yüreği ne yapsın...?
Kapattın tüm yolları, bağladın eli kolu...
Sen hapsi demir parmaklıklar mı sandın..?
Asıl hapis örümcek tutmuş beyinlerin içinde yaşamak zorunda kalmak...
Ne yana koşsan zalim cehalet, kör bilinç...
Nasıl olacak bu kokuşmuş düzende çiçek açmak...?
Mümkün mü...?
Hadi sen en güzel çiçek oldun...?
Ne olacak..?
O hoyrat beyinler seni yaşatır mı, sanırsın..?
Yaşatmazlar, soldururlar...
Tüm heveslerin, umutların, mutlulukların alınır senden haklarıymış gibi...
Gülmenin haram, tebessümün kaçak teğetleriyle bakarsın giden ömrüne...
Ömrün de buruktur, sen de buruksundur herşeyinle...
Helâllik istenir ya hani...!
Ömürleri buruk edenlere hiç bir şey helâl değil..!
Haram olsun ucube, hoyrat, zalim olan insanlığa, herşey haram olsun.
Batsın tüm önyargılar, hiç olsun insanı yok eden yargılar ...
Ey özgürlük, ey özgürlük...
Herkes hasret sana...
Dünya zalimler otağı olmuş, hainler yurdu olmuş...
Bize dost evi, sevgi cenneti bir dünya gerek...
Sevginin kahramanları, insan gibi insanlar gerek...
Bitse artık can yakan hoyrat karanlıklar...
Şu hayatı mutlu, mesut yaşamak herkesin hakkı...
Buruk olmasın ömürler...
Ceyda ÇEÇEN
Eğitimci Yazar