Değerli
ve çok kıymetli üstadımız, abimiz, büyüğümüz, öğretmenimiz, yöneticimiz,
arkadaşımız, efsanemiz Sayın Köksal CENGİZ; kırk iki yılı aşkın aktif
eğitimciliği, eğitim yöneticiliği ve şairliği ile insanların gönlüne, kalbine, yüreğine
girmiş bir duygu adamıdır. Kendisi ile eğitim yöneticiliğinde beraber görev
yapma şerefine ermiş biri olarak, edindiğim tecrübeler, insanlık dersi, çalışma
azmi, her şeyi sevme düsturu ile yaşama bakan felsefesini örnek almaya
çalıştığımız efsanemizdir.
Sizleri
duygu efsanesinin şiirleri ile baş başa bırakıyorum.
BU SON DERS
Bir hüzün saklıdır ayrılıklarda…
Son kampanası vururken kalkan trenlerin,
Nice hüzünlerini bölüşürüz
El eden yüreklerin...
Ve... Alıp götürürken bilinmezin vagonları
Ardından ah çekeriz
Meçhule gidenlerin.
Hâl icabı,
Sabır memesi emdiğimizi unuturuz da;
Âşinası oluveririz tükenen takvimlerin.
Yıllar yılları kovalar bu resmigeçitte
Bir anda fark ederiz büyümüş olduğunu
Abdullahların, Ayşelerin, Ömerlerin…
Mesafeler kısaldıkça özlenen istasyona,
Arttıkça artar heyecanımız.
Coşku ve sevinçleri oluruz sevinenlerin.
Her yol ayrımı;
Yeni bir umuda gebedir, biliriz.
Düşlerini hayra yorarız,
Sabırla bekleşenlerin.
Çekilen bunca sıkıntıysa,
Boşa değildir.
Hicranlarını bir anda yok eder,
Vuslata dönüştürürüz,
Gönülden sevişenlerin.
Ve bir gün de;
Trenler bizim için kalkar,
Yavaş ve sessiz…
Yol eyler mi bilinmez, yol ettiklerimiz.
Bu kalkışta susar kampanalar,
Sallanmaz ellerimiz.
Bir düdük öter;
İnce, uzun, yanık ve tiz!
Kulaklarınızda yankılanır öğrettiklerimiz.
Çocuklar! Sevdikçe büyür insan,
Sevdikçe yücelirsiniz…
Bir cennettir ülkemiz,
Ve asildir milletimiz.
Dilimiz ki;
“Ana sütü kadar saf,
Ana sütü kadar temiz.”
Türk’ü söyler türkülerimiz.
Size emanet Al Bayrağımız ve
Bütün değerlerimiz.
Size emanet Cumhuriyetimiz ve geleceğimiz.
Çocuklar! Bu son dersimiz…
Köksal CENGİZ
CUMHURİYET DESTANI
Milletimin kanına karılmışken cesaret,
Yakışmazdı bizlere ne zillet, ne esaret.
Kan verdi Al bayrağa nice şehit ve gâzi,
Canlandı gözümüde eşsiz, haşmetli mâzi.
Yine bir yiğit çıktı en zorlu anımızda,
Üçler, Kırklar,Yediler saf tuttu yanımızda.
Sırtlanlar parçalayıp yutmak isterken yurdu,
Belli ki unutmuştu yaralı olan kurdu…
Oysa dünya bilirdi her Türk doğuştan nefer,
Başkomutan ardından halkım eyledi sefer
Nice kınalı koçu kurban ettik cephede,
Kalpağıyla görüldü Ata’m Kocatepede.
İstiklâl aşkı ile dağlarda ateş yanar,
İnönü ve Sakarya, şahlanır Dumlupınar…
O gün savrulan kafa, kol, bacak, kemik, etti,
İki meydan savaşı, şükür zaferle bitti.
İngiliz, Fransız’ı vatan bağrından söktük,
İzmirde Yunanlı’yı toptan denize döktük.
Şehirlerimde bitti İtalyan’ın talanı,
Hilal’e yenik düştü, ehl-I salip yılanı.
Yeniden dalgalandı ufkumuzda Al sancak!
Onun yüce kadrini, can veren bilir ancak!
"Bin Dokuz Yüz Yirmi Üç", çıktı Meclis’ten karar,
İrademiz hükmünü ortak akılda arar.
Milletimin her ferdi âşık sana hürriyet!
Niyazkâr’ım ebedi yaşasın Cumhuriyet!
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
SEN YOKSUN
Yüreğimde delidengiz hasretin,
Ufukları tarıyorum sen yoksun.
Billah ayrılığın ölümden çetin,
Efkârlanıp duruyorum sen yoksun.
Ömür hazan vakti, gelse de bahar,
Bülbül güle yangın öter her nehâr,
Bir bilsem sevdiğim gönlünde kim var?
Hüzünlere karıyorum sen yoksun.
Bitmeyen efkârın bırakmaz peşi,
Harlıyorsun rûhumdaki ateşi,
Öteledim yıldız, ayı güneşi,
Ben sevdanla eriyorum sen yoksun.
Gündüz hayâl, gece düşte göreyim,
Sen ceylan ol, ben izini süreyim,
Dile benden öz canımı vereyim,
Vuslatını kuruyorum, sen yoksun.
Bilmem nasip midir her seven kula,
Şu kahpe dünyada yârini bula?
Bir saldayım, ne geziyor pusula?
Aşka dümen kırıyorum, sen yoksun.
Rabb'imiz biliyor mecnûn hâlimi,
Yıllardır ettirir çölde tâlimi.
Nasıl arz edeyim şu ahvâlimi?
Bir meçhûle yürüyorum sen yoksun.
Sendin Niyazkâr 'a Hakk'tan hediye!
Hicran acısıyla kahrettin niye?
Bir ömür bekledim gelirsin diye;
Son nefesi veriyorum sen yoksun
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
SEVDA NÖBETÇİLERİ
EZELDEN EBEDE GÜL DESTESİNİ,
DERLEYİP, GÖNÜLE SUNAN SİZSİNİZ!
GÜZELDEN SÜZÜLEN HÂL BESTESİNİ,
SIRLAYIP AŞK İLE DÖNEN SİZSİNİZ!
SİZDEDİR ATA'DAN YADİGÂR SANCAK,
CEHALET İLİMLE BOĞULUR ANCAK,
TÜTER UFKUMUZDA BİNLERCE OCAK,
HARLAYIP ATEŞİ, YANAN SİZSİNİZ!
MEVLÂM BİR EYLEMİŞ İKİ DEĞERİ,
ŞÜHEDÂ KANIYLA ÂLİMİN TERİ.
İRFAN ORDUSUNUN KUTSÎ ERLERİ,
PARLAYIP MUM GİBİ, SÖNEN SİZSİNİZ.
İLİM, FEN, SANATTA USTA OLANLAR,
HİKMET İLE HER HUSUSTA OLANLAR,
MİLLET DARDA KALSA, YASTA OLANLAR,
GÜRLEYİP ZULMETİ YENEN SİZSİNİZ!
HİÇ ZÂYİ OLUR MU BUNCA EMEKLER?
HAK RIZASI UMAN DAHA NE BEKLER?
NİYAZKÂR BİNAYA BİR TUĞLA EKLER,
BİRLEYİP RAHMETE KANAN SİZSİNİZ!
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
DEĞİL Mİ
Niye gamlanırsın ey dertli âşık,
Her şey şu âlemde yalan değil mi?
Var mı hicranından yanmayan mâşuk?
Herkes bir başına kalan değil mi?
Esip savrulsa da ömür harmanı,
Gün gün eksilmekte dizin dermanı,
Yüzüne okunur ecel fermanı,
Her can bir gün ölen değil mi?
Ebedi değildir çektiğin çile,
Daim hayır düşün, hep hayır dile!
Bülbül zâr etse de nazenin güle,
O da gülistanda solan değil mi?
İbret değil midir tohumda başak?
Emanettir sana oğul, kız, uşak.
Bak dünya üstünden geçti kaç kuşak,
Sonunda gidiyor, gelen değil mi?
Kimler kondu, kimler göçtü bu "han"dan?
Buldun mu yâr gibi seveni candan?
Allah ayırmasın sağlam imandan,
Gayrı her şey, derde salan değil mi?
Her nefes bizlere meçhul sermaye,
Gayret eyle hakikati görmeye!
Gelmedin mi azığını dermeye?
Aklını kullanan gülen değil mi?
Ümitler tükenmiş, diller yalancı,
Seven sevdiğiyle olmuş yabancı,
Yürekte başlamış bir yaman sancı.
Avutmaz gönlünü çalan değil mi?
Kimi tabip olmuş, sarmış yaranı?
Kimi nifak sokmuş, bozmuş aranı…
Bir gün bulamazken hatır soranı,
Gerçek dost kadrini bilen değil mi?
Aşkı eylemişler sırlı bir destan,
Düşen bin ah eder, sevdaya yastan,
Gönül dergâhında söyle kim ustan?
Gerçek âşık O’nu bulan değil mi?
İster soylu Bey ol, istersen Paşa,
Kul olup Mevlâ’ya imanlı yaşa!
Tevekkülle sabret, ne gelse başa,
Son bulur sonunda çilen değil mi?
Misliyle karşıla selam vereni,
Hatırdan çıkarma ahbap, yareni,
Bir müddet dolanır hayat treni,
Sonra bir menzile dalan değil mi?
Bulanık sel olup, kabarıp akma!
Billur sarayları, kibrinle yıkma!
Helaller dururken, harama bakma!
Nefsin seni “müflis” kılan değil mi?
Övünme malınla, mülkünle sakın!
Bil ki ecel sana bir anlık yakın.
Bitmez kabristana gündelik akın…
Onca kazandığın talan değil mi?
Meçhul zaman dolar azar be azar,
Gül alıp satmaya pazar kur pazar,
Niyazkâr petekten halis bal süzer,
TÜRKÇE DÜŞÜN, TÜRKÇE KONUŞ, TÜRKÇE YAZ!
Ana sütü kadar safdır dilimiz,
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz!
Onunla sezilir güzelliğimiz,
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz!
Onunla fetihe koyulmuşum ben,
Onunla cihana yayılmışım ben,
Onunla şerefli sayılmışım ben,
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz!
Türkçe bize Yaradan'dan hediye,
Bu nimeti aciz görmek ne diye?
Katlettikçe döndük mankurt kediye,
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz!
Her münevver Gaspıralı olmalı,
Türk çocuğu ülküsünü bulmalı,
Kur'an ile "Tûran" da yol almalı,
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz!
Ses bayrağım olup, gökleri sarar,
Nesiller boyunca harsımı karar,
Niyazkâr, Türklüğe en sevgili yâr,
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz!
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
CANLARA VEDA
İŞTE GİDİYORUM; GELİŞİM GİBİ SESSİZ...
YÜREĞİMDE BİTMEYEN SEVDA, VE BİR DE SİZ!
OH! ÇEKSE BİRİSİ, SİZ ÜZÜLECEKSİNİZ,
ZALİMİ DEĞİL, MAZLUMU SEVECEKSİNİZ!
KALMAYACAK KÖTÜLERDEN GERİYE BİR İZ,
SİZ DAHA NİCE BAHARLAR GÖRECEKSİNİZ...
HAK; HUKUK, ADALETTEN HİÇ VAZGEÇMEYİNİZ!
BEYİNİZİ, ZULMEDENLERDEN SEÇMEYİNİZ!
TÜRKİYE'MİZ EŞSİZDİR ASLA BÖLDÜRTMEYİZ !..
SEKSEN İKİ MİLYON CANLA BİR BEDENDEYİZ !
...
TÜRK MİLLETİ VARLIĞINI ETMESİN İNKÂR!...
VARSIN ÇİLELERE DUÇAR OLSUN NİYAZKÂR,
KÖKSAL CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
BİR İÇLİ SEDÂ
Bir gönül sultanının, kavulurken yasından,
Bal şerbeti yerine, ağu içtik tasından...
Âhımıza felekler, durmadan ağladılar,
Ecinniler ateşle bağrımı dağladılar...
Gönül köprülerini, arsız dalgalar yıktı,
Nice eşsiz duygular, karışıp sele aktı.
Firkât yelleri esti, dertli yüreğimizde,
Süresiz mahkûm olduk, bitmez gurbetimizde.
Mecnun'un kaderi mi, Leyla'dan ayrı kalmak?
Uçsuz bucaksız çölde meçhul hayale dalmak.
Muhabbet dergâhında hoş sohbete ne oldu?
Kader kurbanlarının gözlerine kan doldu.
Yoksa esir mi düştük, aczimizle zamana?
Ruhumuzun feryadı, döndü içli kemana.
Her gün yeniden daldık yeni bir âh ü zâra,
Rabbim beter etmesin, koymasın intizâra.
Çekilen mihnetlere ne hikmetler dürülmüş,
Çileye sabredene mükâfatlar verilmiş.
Niyazkâr’ım dünyada her şey birer emânet,
Şânı Yüce Yezdan'ım cennetine mihman et!
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMININ 98. YIL DÖNÜMÜ AZİZ TÜRK MİLLETİNE HAYIRLI OLSUN.
BAYRAM KADRİNİ BİLENE...
Bayram sevinç, bayram huzur;
Bayram kadrini bilene!
Emsalsiz muhabbet hazır,
Bayram kadrini bilene!
Millette var ise birlik,
Eksilmez özünde dirlik!
Huzura bir seferberlik;
Bayram kadrini bilene!
Tarihimiz şanla dolu,
Kapanmasın zafer yolu!
Bağ-ı İrem Anadolu...
Bayram kadrini bilene!
Karşı durmuşuz zulüme,
Gülüp geçmişiz ölüme..
Cihan yetmez hayalime...
Bayram kadrini bilene!
Hak- hukuk, adalet için;
Ecdat demiş candan geçin!
Cennete yıkmaktır göçün...
Bayram kadrini bilene!
Allah için genç, ihtiyar;
Can vermiş olmuş bahtiyar...
Vatan bile minnet duyar;
Bayram kadrini bilene!
Hak'tan eşsiz mükâfattır...
Milli ve manevi tattır...
Niyazkâr'ım saltanattır...
Bayram kadrini bilene!
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
GENÇLİĞİM
Hayat romanında muhteşem sayfa,
Kader sahnesinde roldü gençliğim
Ömür gemisinde serdümen tayfa,
Nice ummanlara daldı gençliğim.
Bazen menziline gerilmiş yaydı,
Bazen doludizgin koşturan taydı.
Sevgisi sınırsız, aşk doruktaydı,
Arıydı, petekti, baldı gençliğim.
Avcı iken bir ceylana vuruldu,
Hüküm giydi, sılasından sürüldü,
Gönül dergâhında hicran karıldı,
Vuslatında sebat kıldı gençliğim.
Sevdiği gözünde eşsiz "eser"di.
Kimi naz ederdi, kimi küserdi,
Seher yeli gibi ılgın eserdi,
Bir deli-dîvâne hâldi gençliğim
En zorlu müşkile çâre arardı,
Mağdur görse hatırını sorardı,
Mazlum bulsa yarasını sarardı,
Gâh ağladı, gâhi güldü gençliğim.
Ser verse de sır vermedi ağyâre,
Ezeli yangındı esir illere,
Tûran elde hasret çektiği yâre;
Turnalarla haber saldı gençliğim.
Başbuğ'un ardında yılmaz çeriydi,
Söz verince her sözünün eriydi,
Dağlardaki bozkurtlardan biriydi,
Hâinin hakkından geldi
gençliğim.
Soylu damarında asil kan vardı,
Benliğinde ne volkanlar kaynardı.
Bir haykırsa yer yerinden oynardı,
Kahpe pusularda kaldı gençliğim.
Bir ulvî sevdaydı Türklük sevdası,
Bir kutsi kavgaydı vatan kavgası,
Al bayrak ki bayrakların en hası,
Kaç bin defa kurban oldu gençliğim.
Şimdi mâzi oldu nevcivan çağlar ,
Başına uçuştu bembeyaz karlar,
Niyazkâr efkârı sînemi dağlar;
Sararıp gül gibi soldu gençliğim.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
YAZILMIŞ
Bu ne muammâdır, nasıl kördüğüm?
Gül dikene, diken güle yazılmış.
Nere baksam bir hüzündür gördüğüm,
Dert çekene bin bir çile yazılmış.
Yürekler sevgiye nicedir uzak,
Sevene kurulmuş en sinsi tuzak,
Meçhule yol alır bindiğim kızak;
Menzilimiz ilden ile yazılmış.
Yakıp kavuruyor hicran ateşi,
Tarifsiz efkârlar bırakmaz peşi,
Ömürse, batan bir akşam güneşi;
En ağır imtihan kula yazılmış.
Sırr-ı hikmetinden suâl olunmaz,
Gönül gözsüz bir ummâna dalınmaz,
Şu fânî âlemde huzur bulunmaz;
Âdem türlü türlü hâle yazılmış.
Niceleri gelip göçmüş bu «han»dan,
Kimi yâreniyle olmuştur handan,
Kimi mihnetlerle usanmış candan;
Âhir, yensiz bir ak çula yazılmış.
Gülistana dolmuş nefret ve sitem,
Ne zaman son bulur gönülde mâtem?
Bülbül değilem ki şakıyıp ötem;
Zor ahvâlim arzuhâle yazılmış.
Kadere isyanlar kimin haddine?
Kin ve nefret zarar verir bendine.
Öyleyse bu öfke, bu hiddet niye?
Dünyada kim kime köle yazılmış?
Duâlar gönderdim Yaradan’ıma,
Sarıp sarmaladım seni canıma,
Vuslat huzur katar heyecanıma;
Neyleyim nasibim yele yazılmış.
Beni mecnûn etti ceylân balası,
Tükenmedi gitti hicran belâsı,
Niyazkâr okunur aşkın selâsı;
Şu sevdamız dilden dile yazılmış
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
YAVRU VATAN
Ecdat yadigarı şu yavru vatan
Kuzey Kıbrıs diye anılır olmuş,
Böyle mi emanet etmişti atan?
Eller tarafından çalınır olmuş...
Bin bir dertle dolu mahzun sinesi,
Nice şehit verdi her bir hanesi,
Bitmez düşmanların hiç bahanesi,
Verilen sözlerden dönülür olmuş.
Sanki bizim değil Girne, Lefkoşa
Türk'ü arıyoruz türküyle coşa,
Verilen emekler gitmesin boşa,
Haram helal diye yenilir olmuş.
Özüne yabancı yetişen kuşak,
Sanki düşmanına olmuştur uşak.
Sürgün vermez gamsız çürüyen başak,
Ağlanır hallere gülünür olmuş.
Türk Ordusu destan yazdı Kıbrıs'ta,
Zalime yamandı halimdi dosta,
Rabb'im bırakmasın milleti yasta,
Nice yıldır darda kalınır olmuş.
Cihan tanımamış yeni devleti,
Milletimi boğar fitne illeti,
Kaldıramam asla böyle zilleti,
Bağrımız bin yerden delinir olmuş.
Fazıl Küçük, " Toros" kimdir bilelim,
Rahmet olsun sana Cengiz Topel'im,
Bağımsızlık ezel-ebed emelim,
Efkârla mâziye dalınır olmuş.
Niyazkâr varlığım vatana kurban!
Verilmez düşmana çıkmadan bu can,
Duyulsun ruhlarda milli heyecan,
Soysuz vicdanlardan silinir olmuş.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
SEVDALANDIM
Analar gördüm kucağında bebesiyle,
Cephane taşıyordu cephelere.
Eli nasırlı, ayağı çarıklı
Çilekeş babalar gördüm.
Hüzünlü bakışları,
Geleceği görür gibiydiler şimdiden.
Gözlerine sevdalandım;
SEN VARDIN O GÖZLERDE...
Nice köyler gördüm;
Yanmış,yıkılmış...
Çaresizlık içindeki insanları,
Işık tutuyordu gecelerime...
Mutlak bir şafağa gebeydi umutları:
Hayallerine sevdalandım;
SEN GİZLİYDİN O HAYALLERDE...
Neferler gördüm,
Yürekleri göğüs kafeslerinden iri!
Kurşun yerine,
Hürriyet uçuşuyordu namlularından...
Tetikteki elleri;
Tonlarca hınç yüklüydü üstelik...
Ellerine sevdalandım;
SEN VARDIN O ELLERDE...
Akarsular gördüm;
Kan ağlar, kan akıtırdı denizlerime...
Karadeniz'de yaman bir tekne!
"Bandırma Vapuru!"
İstiklâlimi götürüyordu,
Yüz binlerin gönüllerine...
Gönüllerine sevdalandım;
SEN VARDIN O GÖNÜLLERDE...
Samsun, Erzurum, Sivas ve Amasya!
Seninle can buldu can yiğitlerim...
Türkiye'mde Cumhuriyetim!
Ve sevginle yek vücut, bütün illerim!
İllerine sevdalandım;
SEN VARDIN O İLLERDE...
Yapraklar boyun bükmüştü yokluğuna,
Çiçekler kan ağlamaklıydı...
Seni bana anlatırken;
Kasımlara düşman gibiydiler...
İlle de güller Atam!
Güllerine sevdalandım;
ÇÜNKÜ,SEN VARDIN O GÜLLERDE...
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
GÜL DİLERKEN...
Vuslatını düşlerken baharında, yazında,
Gönlümü seyrederken gönlünün beyazında,
Yüreğim donakaldı zemheri ayazında.
Acep hiç düşündün mü, seni seven nicedir?
Yüreği şerha şerha, çözülmez bilmecedir,
Hüzün çökmüş günlerim, artık kara gecedir.
Oysa sevgiye hasret, iki mâsum sevendik,
Bin bir zor imtihanda, sabrımızla denendik,
Huzuru bulduk derken, yâd ellere imrendik.
Baharı bekliyorken, hazan vurdu bağıma,
Tipi, boran uçuştu güvendiğim dağıma,
Niyazkâr gül dilerken, dert doldu otağıma.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
NERDESİN ANNE ?
Mevsimler bahara erse ne fayda?
Çiçekler dalında kuruyor anne.
Takvimler yılları görse ne fayda?
Ömürler anında duruyor anne.
Kin, nefret bulutu sarmış dünyayı,
Mazluma çevrilmiş zalimin yayı,
Adalet bozulmuş, karar: sus payı,
Yürekler şüpheyle vuruyor anne.
Hicran elemini seven taşıyor,
Canlar cananından ayrı yaşıyor,
Nasipsiz gönüller aşksız üşüyor,
Bedenler ruhunu arıyor anne.
Dillerde hakikat sözü kalmamış.
Hâllerde ahlakın özü kalmamış.
Güllerde bülbülün gözü kalmamış.
Böcekler goncayken sarıyor anne.
Muhabbet kokardı ılık nefesin,
Hakkı haykırırdı şefkatli sesin,
Tükendi takatim, şimdi nerdesin?
Yâd eller hükmünü sürüyor anne.
Koca bir mirastan ne kaldı bize?
Ceddimiz hakimdi yedi denize.
Ümitler beslerken yarın gündüze,
Geceler çıkmaza varıyor anne.
Bu nasıl hayattır, desene bana?
Nice nevcivanlar döndü al kana.
Niyazkâr bu derde nasıl dayana?
Bebeler ölüme yürüyor anne.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
TEZATLAR DÜNYASI
Kimine "can!" desen, altında erir,
"Can kurban! " deyince, cana can verir.
Kimine ömrünü sunsan da mehir,
Dilinin ardında gizlidir zehir.
Kimine yeterli tatlı bir kelâm,
Gözleri parıldar verince selam.
Kimine varlığın etmez beş para,
Senden ırak kaçar, düşünce dara.
Kimi sevgi ile koşmaktan bıkmaz,
Gönüller fetheder, bir gönül yıkmaz.
Kimi süründürür sokar acıya,
Hasret koyar ana, kardeş, bacıya.
Kimi asaletten soyca güzeldir,
Yüreklerde özelden de özeldir.
Kimi kul menfaat olana kadar,
Kimi huy değişmez ölene kadar.
Tezatlar dünyası bir hana kaldık,
Baş gitti hepimiz bir yana kaldık.
Niyazkâr ne yaman zamana kaldık ;
Muhabbet bitince amana kaldık.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
ŞU ÖMRÜMÜZ
Gahi koşa, gahi dura,
Geçip gider şu ömrümüz.
Bir kuburdan, bir kubura…
Geçip gider şu ömrümüz.
Ne hayaller kura kura,
Neler yükleriz şuura…
Bitmez gibi aklın sıra;
Geçip gider şu ömrümüz.
Bin millette bin bir töre,
En güzeli bize göre…
Bazen şaşıp meçhul yere;
Geçip gider şu ömrümüz.
Bazen “yazı!”, bazen “tura!”…
Kimi hastadır “hatır”a…
Kimine “kesik fatura!”...
Geçip gider şu ömrümüz.
Herkeste var farklı yara,
Türlü türlü düşer dara.
Emaneti yora yora,
Geçip gider şu ömrümüz.
Zalim, kulu sokar zora…
Mazlum, kolay düşer tora…
Nice gönlü kıra kıra;
Geçip gider şu ömrümüz.
Hayat akan durgun dere…
Başı var da, sonu nere?
Bir kaderi süre süre;
Geçip gider şu ömrümüz.
Sen türkü ol, bense cura…
Oynayalım “Çayda çıra!”
Düğün, dernek, zılgıt, nara;
Geçip gider şu ömrümüz.
Sakın dalma günahlara!
Orda geçmez, mal, mülk, para!
Ya nurlara, ya da nâra;
Geçip gider şu ömrümüz…
Bazı bazı, ara sıra;
Hak dostları sorup, ara!
Dua bahşet Niyazkâr’a;
Geçip gider şu ömrümüz.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
BU HAYAT GİRDABINDA
Feryatla dahil olduk, dünyadaki oyuna,
Beyhude dönüp durduk, bu hayat girdabında.
Çile ve mihnet düştü sevenlerin payına,
Beyhude dönüp durduk bu hayat girdabında.
Ne aşka değer verdik, ne de gönüle girdik,
Sevdayı esir ettik, sevgisiz devran sürdük,
Huzuru umuyorken, tonlarca hüzün derdik,
Beyhude dönüp durduk, bu hayat girdabında.
Düzeni berbat etti, düzene yön verenler,
Gerçeği göremedi nice aklı erenler,
Uyandırmadı çalan acı acı sirenler,
Beyhude dönüp durduk bu hayat girdabında.
Bir hayal âleminde nice hayale kandık,
Verilen emaneti sanki bizimmiş sandık,
Serapların peşinden koşa koşa usandık,
Beyhude dönüp durduk bu hayat girdabında.
Ömrümüzün sayılı nefesi azalırken,
Şerre dizgin çekmedik, nefs atı yüzalırken,
Sonradan görme zengin, sarayı baz alırken,
Beyhude dönüp durduk bu hayat girdabında.
Ne yetimi gözettik, ne kul hakkı var dedik,
Doyumsuz ihtirasla binlerce herze yedik,
Açıldı ruhumuzda, kapanmaz kara delik,
Beyhude dönüp durduk bu hayat girdabında.
Bir pagan ayininde yitirdik özümüzü,
Harami meşalesi kör etti gözümüzü,
Niyazkâr'ım unuttuk Mevlâ'ya sözümüzü,
Beyhude dönüp durduk bu hayat girdabında.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
BAYRAMLAR O BAYRAM DEĞİL
Ufkumuzdan kayıp gitmiş yıldızlar,
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Yürekler kan ağlar, sineler sızlar;
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Nerde dede, nine, baba, annemiz?
Nerde amca, dayı, hala, teyzemiz?
Bir yetimhaneye dönmüş evimiz,
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Baş tacı büyükler kazanç yoluydu,
Damatlar, gelinler hürmet doluydu;
Oğul, kız, torunlar petek balıydı,
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Çok çabuk yitirdik edep, töreyi;
Kurtlara yem oldu evin direği,
Bir hüzün kapladı her bir yöreyi;
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Günler öncesinden sevinç sarardı,
Bayram telaşları tatlı yorardı,
Eş, dost akrabalar hatır sorardı;
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Helâl dairesinde meşru kalırdık,
Manevi ikramla rızıklalanırdık.
Aşk-ı muhabbetten çok haz alırdık;
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Sanki can suyunun suyu kesilmiş,
Sanki coşkumuzun sesi kısılmış,
Sanki gönlümüze kilit asılmış;
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Sanki yaban olmuş canlar canana,
Hangi acımıza hangi can yana?
Sanki nazar değmiş o saf imana;
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Biz böyle değildik bize ne oldu?
Bağımda güllerim açmadan soldu.
Türk-İslam güneşi nerede kaldı?
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Biri “Ramazan”’dı, biri “Kurban”dı;
Mevla’dan bizlere bir armağandı.
Niyazkâr'ım hayır şerre dayandı,
Neylesek bayramlar o bayram değil.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
CAN OLANA CAN VERİRİZ
Gönlümüzü okuyana,
Aşk kilimi dokuyana,
Bülbül gibi şakıyana,
Gülistandan güller dersek,
Can olana bin can versek.
Ortak olsak her yasına,
Dalsak gönül deryasına,
Kurban olsak sevdasına,
Nefsimizi yere sersek,
Can olana bin can versek.
Kalbe girmek zorla olmaz,
Nefret eden huzur bulmaz
Şu dünya kimseye kalmaz
Muhhabetle ömür sürsek,
Can olana bin can versek.
Kullarda yok ise vefa,
Çektirirler türlü cefa.
Sevgisiz sürülmez sefa,
Nakış nakış sevgi örsek,
Can olana bin can versek.
Hızla geçer ahir zaman,
Efkârlıyım başım duman,
Hicranından hâlim yaman;
Yâr ile halvete girsek,
Can olana bin can versek.
Kalmasa kavli kararım,
Değişmez ezel ikrârım,
Bir divane Niyazkâr'ım
Ebedi vuslata ersek,
Can olana bin can versek.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
EFKÂR SAZIM
Emeklerim yele gitti,
Yağdı yağmur sele gitti,
Neyim varsa ele gitti;
Kader mi? Alın yazım mı?
Çalan efkârlı sazım mı?
Hayat dolu mihnet ile,
Çile ile, zahmet ile,
Bülbül olup, yandım güle;
Kalpte dinmeyen sızım mı?
Çalan efkârlı sazım mı?
Dört mevsimin çoğusu kış,
Yağan her kar ayrı nakış,
Menzil ki sonsuza akış;
Solan bahar mı? Yazım mı?
Çalan efkârlı sazım mı?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Ecel ömrü eder talan.
Ne var bizden arta kalan;
Ölen beden mi? Özüm mü?
Çalan efkârlı sazım mı?
Dünya anlık fâni durak,
Bağlandıkça artar merak.
Bazen rahmet, bazen kurak;
Hakk'a şükreden sözüm mü?
Çalan efkârlı sazım mı?
Niyazkâr'ım herşey bomboş,
Aşk şarabı eder sarhoş,
Vakit varken Rabb'ine koş!
O'ndan başkası lâzım mı?
Çalan efkârlı sazım mı?
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
HÜZÜN RÜZGÂRLARI
Sevgiler karılmış bir ahüzara,
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Gündüzler geceden daha da kara,
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Kader payımıza mihneti seçmiş,
Bir ömür çileyle, gâm ile geçmiş,
Nice âşık öteye hasretle göçmüş,
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Bu nasıl hicrandır ölümden beter?
Vuslatın hayali gözümde tüter,
Sabrımın kandili eriyip, biter;
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Ne hürmet, merhamet, ne vefa kalmış,
Ne sohbet, muhabbet, ne sefa kalmış,
Gönülden sevene hep cefa kalmış ;
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Bağlarda güllerin renkleri solmuş,
Benlik dehlizinde bülbül kaybolmuş...
Cânân dediğime bir hâller olmuş;
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Mâlum ahvâlimi anlatmaz sözler,
Hüzün rüzgârları ruhumu közler,
Niyazkâr yüreğim derinden sızlar;
Rabb'im yardım eyle kemter kuluna.
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
GÖKTE DOLUNAY VAR BU GECE
Gökte dolunay var bu gece,
Ve çözülmeyen nice esrarlı bilmece...
Yüreğim alıp gitmiş başını,
Bir gökçeğin ardısıra.
Efkârına yenik düşmüşüm,
Ne gündüzüm gündüz,
Ne gecem gece...
Gönlümde eşsiz aşkı kalmış sadece...
Gökte dolunay var bu gece,
Baş ucunda göz kırpıyor bir yıldız,
Uzaklardan el ediyor gizlice..
Geçmiyor gurbette zaman,
Yalnızlığımla birlikte onu sohbetteyiz yine,
Yokluğu ne yaman bir işkence?
Gökte dolunay var bu gece...
Ayın on dördü, ay parçası bir ece,
Kuruluyor gönül tahtıma keyfince,
Birlikte bir peri masalında yaşıyoruz.
Ruhuma sığmıyor sevincim heyecanım,
Bana bir hâller oluyor gülümseyince...
Gökte dolunay var bu gece..
Bir dilek tutuyorum gönlümce.
Ahvâlimi arz ediyorum O' Mutlak Güce..
Bir tatlı huzur beliriyor,
Duâlar seccâdeme dökülünce...
Gökte dolunay var bu gece...
Bir haber uçuruyorum sıladaki bâkir sevdalara,
Ümitlerimi yolluyorum,
Doğacak daha güzel yarınlara...
Bir bahar yeli getiriyor yârin selamını serince,
Hicran gözyaşları süzülüyor yanağımdan ince ince...
Herşey yerli yerinde mi?
Vuslat nasip mi?
Bilmiyorum...
Aklım başımda değil ki delice sevince...
Gökte dolunay var bu gece...
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
BEN SENİ HİÇ SEVMEDİM Kİ…
Gündüz geceye
Gece gökçeğe,
Dallar çiçeğe,
Çiçek yaprağa vurgundu…
Ben sana…
Dünya güneşe,
Güneş ateşe,
Ateş bir eşe,
Eş ise düşe vurgundu…
Ben sana…
Yıldızlar aya,
Mecnun sahraya,
Leyla sevdaya,
Sevda âhuya vurgundu…
Ben sana…
İnsan havaya,
Balıklar suya,
Tohum toprağa vurgundu…
Ben sana…
Bülbüller güle,
Güller bülbüle,
Muhabbet dile,
Gönül gönüle vurgundu…
Ben sana…
Duygular öze,
Alevler köze,
Âşıklar saza,
Niyazkâr söze vurgundu…
Ben sana…
Ben seni hiç sevmedim ki…
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
KİM BAKAR?
Sam yelleri vurmuşsa, bir gülzâra kim bakar?
Ağyar düşü kurmuşsa, gülizara kim bakar?
Gönüllerde yangın var, bağda güller perişan,
Bülbüller ah ederken, âhüzara kim bakar?
Mazlûmun iniltisi kaplamışken cihânı,
Zulme seyirci kalan, boş nazara kim bakar?
Hak-hukuk adaletten dem vursa da ne fayda?
Nalıncı keserinden, kul bîzâra kim bakar?
Kahpelerin yüzünden nice can göçüp gitmiş,
Al bayrağa sığmazken, dar mezara kim bakar?
Esir iller kan ağlar, silemem gözyaşını,
Tûran elden yükselen feryâd, zâra kim bakar?
Dil suskun, kelâm hasta, âşıklar inzivada,
Aşka muhabbet yoksa, Niyazkâr'a kim bakar?
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
ŞEHİTLER
ABİDESİ ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Fatih’ten hediyedir “Kilitbahir Kalesi”,
Çanakkale, Türküğün şehitler abidesi…
“Ya gâzi ol ya şehid” demişti tüm analar,
Cepheye gidenlere yakılmıştı kınalar.
Topçu bataryasında, kahraman iki nefer!
Biri “Seyit Onbaşı” ve “Cide’li Mahmut” er.
Mevlâ’mızın yardımı, ona anında yetti,
Gücü üstünde topu, namlusuna iletti.
Bir velvele kopmuştu, muazzam *“Ocean”da,
“Batıyoruz!” feryadı duyuldu dört bir yanda.
İki bacağı kopmuş, Mahmut vurdu *“Bouve”yi,
Ancak böyle bir inanç, tetiklerdi kuvveyi…
Küfrün o dev zırhlısı, gömülürken sulara,
Nidalar Tekbir Tekbir, yükseldi ufuklara…
Otuz üç bin Mehmed’im, bir bir düştü “Kerte”de,
Vatanın toprağını, çiğnetmedi yine de.
O gün “Sargı Yeri”nde kırk, elli bin can vardı,
On sekiz bin canımı düşman toprağa kardı…
Altmış yedi cengâver, bedel üç bin düşmana,
“Seddülbahir”de vahşet, mağlup oldu îmâna…
“Elli Yedinci Alay” başlı başına destan!
“Kanlı Sırt”ta her arslan, nurlanmıştı esastan…
Miralay “Kemal Paşa” ölümü korkutandı…
“Hüseyin Avni Paşa” Alayda komutandı,
O Alayın herbiri, amansız vuruştular…
Allah’ı dilediler, akşama kavuştular…
“Anafartalar”da yaş ondört, onbeşe düştü,
On binlerce talebe, cephelere üşüştü…
“Conkbayır”ı İstanbul önünde duran setti…
Yağan yağmur değildi, savrulan kemik, etti...
Bu bir savaş değildi, vahşetten de vahşetti…
İttifak donanması, sırtlanlardan dehşetti…
Kanat çırptı göklere şühedanın ruhları,
Kucak açıp melekler, karşıladı onları…
Resul’ümüz teftişte, her sipere uğradı…
O’nun ardından Hamza, Ömer ve Ali vardı…
Bu ocak Peygamber’in ocağıydı şüphesiz!
Mehmetçik tarih yazdı, altın harfle, emsalsiz!
Unutulmaz bir isim: Cevat (Çobanlı) Paşa,
Adını yazmalıydık, Boğaz’a baştanbaşa…
Esat ve Vehip Paşa, bu cenkte iki kardeş,
Yüzbaşı Hakkı Bey’le, *“Nusret” *“Armada”ya eş…
Dünya bir daha gördü, Türk’e kefen biçilmez!
Her Türk serden geçer de, “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!”
“Şehitler Destanı”nı Âkif Yemen’den yazdı,
Okundukça her satır, gönlümüzden kan sızdı…
Ecdadımı tasvire, kelam ve kalem yetmez!
Niyazkâr vatan için, gâzi ve şehit bitmez !
Köksal CENGİZ
*Ocean: Çanakkale’de batırılan İngiliz zırhlısı.
*Bouve: Çanakkale’de batırılan Fransız zıhlısı.
*Armada: İngilizlerin “yenilmez” dedikleri donanmalarına verdikleri ad.
*Nusret: Çanakkale Savaşındaki mayın gemimiz.
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
TÜRK KADINI
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Güzelden daha güzel Yaradan’dır ustası.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Sevgiyle karılmıştır ta ezelden mayası.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Emsalsiz edasıyla, siler gönülden yası.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Sevdası serde tüter “edep” tir muamması.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Her Mecnun’un düşünde vardır eşsiz Leyla’sı.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Ne de güzel yaraşır ona cennet libası.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Anadolu vatanım misk ü amber havası.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Fatih’tir, Atatürk’tür onun gözde balası.
Türk kadını, dünyada kadınların en hası,
Kutlu olsun her günün ey asil Türk anası!
Köksal CENGİZ
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Ercan ÇETİN
Beykoz Eğitim ve Spor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder