Milli
Eğitim Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK, Eğitimci-Öğretmen kökenli bir bakan olması,
söylemleri, vizyonu, iletişimi, uygulamaları, eğitim ve öğretim ile ilgili
alanlarda yaptığı bazı değişiklikler, ve yeni uygulamalarla sisteme farklı bir
bakış açısı getirmiştir. Bu uygulamalardan bir tanesi de bu yıl, 2019-2020
eğitim ve öğretim yılında uygulanacak olan çalışma takvimindeki ara tatillerdir. Yeni uygulamada ara tatiller şu şekilde olacaktır: birinci dönem ara tatili 18 Kasım
2019 pazartesi başlayıp, 22 Kasım Cuma günü sona erecek olup, ikinci dönem ara
tatili 06 Nisan 2020 pazartesi başlayıp, 10 Nisan 2020 Cuma günü sona
erecektir.
Görüldüğü
üzere ara tatiller, hafta sonları ile beraber birinci dönem ara tatili 9 gün ve
ikinci dönem ara tatili 9 gün olmak üzere her iki dönemde toplam 18 günlük yeni
bir tatili kapsamaktadır. Zaten var olan yarıyıl (sömestre) ve yaz tatilleri aynen
devam etmekte olup, yeni ara tatiller için sadece tatil olarak
değerlendirilmeyip, bazı projelerin şimdiden hazırlanması gerekmektedir. Ancak,
hazırlanacak olan projeler, tamamen öğrenci odaklı, on binlerce, hatta
milyonlarca öğrenciye dokunabilecek, uygulama yaşatabilecek projeler olmalıdır.
Bakanlığımız bu konuda yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Bu
konu ile ilgili olarak şu şekilde önerilerim olacaktır. Ara tatillerde
öğrencilerimizi eğitim ve öğretimden tamamen koparmadan, sportif, sosyal, kültürel,
gezi, inceleme, bilgilendirme, turizm gibi alanlarda değerlendirmeliyiz.
Bunları nasıl uygulama haline getirebiliriz? Türkiye genelinde kamu kurum ve
kuruluşlarının, tesisleri, sosyal alanları, evleri, misafirhaneleri,
yatakhaneleri vs. gibi birimler kullanılabilir. Bakanlığımızın, bu kamu kurum
ve kuruluşları ile yapacağı protokoller
ile tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin çalışmaları ile hazırlanacak
bir program dâhilinde uygulamalara geçilebilir. Okullarda yapılan bu tür
faaliyetlere genelde maddi durumu iyi olan az sayıda öğrenciler katılabilmekte,
maddi durumu kısıtlı öğrenciler katılamamaktadırlar. Kamu kurum ve
kuruluşlarının kullanılacak olması, ekonomik ve maddi açıdan uygun olacağından,
çok fazla sayıda öğrenci gruplarına hitap edecektir. Çocuklarımız ve gençlerimiz,
ara tatillerdeki bu faaliyetleri ile kendi çevrelerinin dışındaki çevreleri de
fark edeceklerdir. Faaliyetleri sonrasında tüm öğrencilerimizden, gözlem,
bilgi, izlenim ve anılarını kaleme alacakları yazılar alınarak, öğrencilerimiz
üzerindeki etkilerini göreceğiz. (daha önce lokal olarak 200 öğrenci ile bir
hafta süreli böyle bir projeyi gerçekleştirdim. Milli Eğitim Bakanlığımızın
politikası doğrultusunda çok daha geniş kitlelere uygulanabilir) İl ve ilçe
milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulacak komisyonlar ile her il ve ilçe
bulunduğu yerdeki mevcut durumu tespit ederek, alt yapıyı oluşturabilir.
Tabii
ki ilk etapta genel bir tablo çizdim. Uygulamaya geçilebilmesi için, teknik
olarak ince ayrıntıların ve alt yapının hazırlanması gerekmektedir. Bu yıl ilk
defa uygulanacak olması nedeni ile altyapıları uygun, il ve ilçelerde pilot
uygulamalar olarak başlatılması önümüzdeki yıllara da örnek teşkil edecek ve
Türkiye geneline yayılabilecek çok faydalı uygulamalar olacaktır.
Hani
şöyle klasik bir söylem vardır. ‘’Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir?’’
Hem
gezen, hem okuyan daha çok bilir.
Ercan ÇETİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder